Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hürriyetten evvel hür olmanın yollarını arayalım."
Sayfa 59 - Kubbealtı neşriyatKitabı okuyor
Kim ne derse desin, Avrupa'nın kendine, kendinden büyük düşmanı yoktu. Demokrasi dedikleri bu idâre tarzı, kedi gibi doğurduğunu yerse şaşmamalıydı.
Sayfa 57 - Kubbealtı neşriyatKitabı okuyor
Reklam
Bir vakitler kıl kadar aksaklık göstermeyen o nizamlı âhenkli devlet, şimdi ilimden de, ihlâstan da, teşebbüs ve gayretten de mahrum kütlelerin elinde idi. Bu uykulu ve korkulu gidişin tek çâresi, cehâletle güreşmek ve onu yenmekti. Lakin Avrupa, Osmanlı İmparatorluğu'nun ölüm fermânını yazmıştı. Onun için de pâdişâhın her iyi işine kötü diyen, her isabetli hareketini yanlışlıkla damgalayan ve her adımını köstekleyen bir yaygaracı sınıf hazırlanıp piyasaya sürülmüştü. Altın keseleriyle gaflet birleşince, elbetteki bu kampanyayı yürütecek zümreler de eksik olmazdı, nitekim olmuyordu da.
Sayfa 56 - Kubbealtı neşriyatKitabı okuyor
İnsan oğlu, biyolojik ve psikolojik istiklâline rağmen çözülmeyen bir bilmece idi. Fakat yaratılış boyunca da kendi mahdut idrâkiyle, kendi bilmecesini çözmeye uğraşmaktan geri durmamıştı. Kollektif bir varlık olan bu insanın uzviyetine, bir sosyal hücrecikler kolonisi denebilirdi. Fakat organik hayatımızın bu akıllara durgunluk veren nizâmını idare eden kumanda makinesini, kimin nasıl idare ettiği keyfiyeti, işte insan oğlunun bütün tecessüsüne rağmen ebedi bilmecesi, ebedî meçhûlü bu idi.
Sayfa 54 - Kubbealtı neşriyatKitabı okuyor
Zîra toparlanıp silkinmek ve şuurlanmak da gene bir kültür ve seviye meselesiydi.
Sayfa 49 - Kubbealtı neşriyatKitabı okuyor
Dikkat edilecek olursa devletlerin, milletlerin yüzlerinin güldüğü devirler, hep toplumun menfaatine başını koyan merkez insanın iş başında olduğu zamanlara rastladığı görülmez mi? Osmanlı İmparatorluğu'na da yeryüzünde bir eşi olmayan fütûhat ve medeniyet asırlarını açan, hep o seri hâlinde gelip geçmiş büyük insanlar değil midir?
Sayfa 22 - Kubbealtı neşriyatKitabı okuyor
Reklam
Sevmeyi bilmek, sevebilmek de bir hüner, bir mutlu Allah vergisiydi.
Sayfa 14 - Kubbealtı neşriyatKitabı okuyor
478 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Yasanmış bir hayatı anlatan bu kitap İbrahim Efendi Konağı, hem bir ailenin hem de bir devletin çöküşünü anlatan bir romandır. Eser görkemli bir konakla birlikte muhteşem bir devletin yıkılışını, büyük gösterişli bir yaşamı anlatırken sonlarda yaşanan sefalet dolu yaşam Osmanlı ‘nın yükselme ve dağılması ile iç içe bir anlamı barındırıyor. Samiha Ayverdi'nin yeri çok ayrı benim için. Keşfedilmeyi bekleyen bir hazine.
İbrahim Efendi Konağı
İbrahim Efendi KonağıSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 2021746 okunma
Biliyordu, bu kapının bir düsturu vardı; burada:Düşen insana gökte melekler bile ağlar ; dikkat etmeli bir kırık kalbi incitmemeli denirdi.
İnsan, bu kadar mı aciz bir mahluktu? Bir an onu var etmeye; gene bir an, yok etmeye kafi idi demek...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.